• img
    Yükleniyor...

Gazetecilik Meslek Örgütlerinin Tepkisi: ‘Dezenformasyon Yasa Teklifi’

Yalan haberle mücadele gerekçesiyle hazırlanan kamuoyunda  ‘Dezenformasyon Yasası’ olarak bilinen  40 maddelik Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına ilişkin kanun teklifinin komisyon görüşmeleri başladı.

“Halk arasında, endişe, korku veya panik yaratma saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimsenin 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması" öngörülüyor.

Dijital Mecralar Komisyonu dün teklif görüşmelerini gerçekleştirdi. Komisyonda, Anayasanın düşünce, ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili hükümlerine aykırılığı nedeniyle, teklifin maddelerine geçilmeden reddedilmesine ilişkin önerge verildi. Ancak önergeler kabul edilmedi. Ayrıca komisyonda söz alan basın örgütlerinin temsilcileri de teklifin geri çekilmesini istedi.

Gazetecilik meslek örgütlerinin temsilcileri; internet medyası ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar öngören kanun teklifine ilişkin görüş ve önerilerini sunmak üzere TBMM’de; AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti’nin grup başkanvekilleri ile görüştü. Temsilciler, özellikle, Türk Ceza Kanunu’na eklenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun teklif metninden çıkarılmasını istedi.

Meclis’te yaptıkları görüşmelerde özellikle “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” ifadelerinin yer aldığı 29. maddenin teklif metninden çıkarılmasını istedi.

Teklif Genel Kurulda da Gündeme Geldi

Genel Kurul’un dün yapılan oturumunda teklif gündeme geldi. Yeni bir suç türü icat edildiğini belirten  CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Uygun maddeler var, onun 5'ini, 6'sını dakikalar içerisinde geçirebiliriz ama seçime giderken muhalefeti susturma, gazetecilere ayar verme maddelerinin karşısında dimdik direniriz” dedi. Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal da Özel’in açıklamalarının ardından açıklamada bulundu.

Özel: “13 Basın Meslek Örgütünün Hepsi Karşı”

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in teklife ilişkin açıklamaları şöyle:

Son olarak Basın Kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasıyla ilgili kanun, adı "dezenformasyon" diye geçiyor. Esas mesele şu: Yeni bir suç türü icat ediliyor. Normal şartlarda dezenformasyonla mücadeleye ihtiyaç var. Madde doğru yazılsa iyi olur. Bir de şuna ihtiyaç var; bağımsız bir yargı lazım. Bir bağımsız yargı olsa -dezenformasyon kanununu okudum- iki buçuk gün içinde yandaş medya hapishanelere falan giderler.

Bugün meslek örgütleri geldi, 13 basın meslek örgütü hepsi karşı. Diyorlar ki: "Aylardır konuşuyorlar, bizden fikir soran yok." Biz de diyoruz ki: Basın meslek örgütleriyle, muhalefetle, tüm toplumla bu meseleyi, dezenformasyonu, samimi müzakereye açıksanız, o maddenin öyle kendi aranızda konuşulup şimdi gelip apar topar geçirilmeye çalışılması yerine, basın meslek örgütleriyle ve toplumun tüm kesimleriyle makul bir sürede müzakere edilmesi son derece önemlidir.

Basın kartı meselesine gelince, dezenformasyondan sorumlu sarayın memuruna sarı basın kartını sarı kart gibi verip onu uyar, bunu uyar, bunu cezalandır, bunu meslekten çıkar, kırk yıllık gazetecilerin kartlarını iptal et; böyle şeylerin kabul edilmesi mümkün değil. Basın İlan Kurumunun başka bir vesayet kurumuna dönüşmesini şiddetle reddediyoruz.

 

Ünal: "Alt düzenlemelerle, ilgili yönetmelikle bu hususlar düzenlenebilir"

Ak Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ise yasa teklifiyle ilgili şu ifadelerde bulundu:

Biz Meclise teklifimizi teslim ettik ve bizim teklifimiz ihtisas komisyonlarında görüşülecek ve bu görüşmeler ciddi müzakereleri gerektiriyor; Adalet Komisyonunda ve tali komisyon olarak Dijital Mecralar Komisyonunda görüşülecek. Yasa yapma süreci zaten ihtisas komisyonları ve Genel Kurul gündeminden ibarettir, burada herkes düşüncelerini ifade edecek.

Yine, aynı şekilde, basın kartıyla ilgili bugün ilgili arkadaşlarımız bana da geldiler, onlara da aynı şeyi söyledim: "Tabii ki sizleri dinleyeceğiz." Biz basın kartıyla ilgili düzenlemede şunu yapabilirdik, teklifimizde "Alt düzenlemelerle, ilgili yönetmelikle bu hususlar düzenlenebilir" diyebilirdik ama biz bunu tercih etmedik, kanunda açık bir şekilde herhangi bir hak kaybı olduğu takdirde bunun yasal çerçevesi oluşsun istedik.

Dezenformasyonla ilgili getirdiğimiz düzenlemeye komisyonlarda muhalefet ve ilgili taraflar gerekli itirazlarını dile getirecekler. Eğer bizim ifade özgürlüğünü, eleştiri hakkını, basın özgürlüğünü kısıtlamak gibi bir niyetimiz olsaydı biz bunu TCK 125'te "Kişilere Karşı Suçlar" başlığı altında ele alırdık, oysa biz bunu 217 (a)'yla "Kamu Barışına Karşı Suçlar" başlığı altında düzenleyerek üç aşamalı ve üç gerekçeli bir düzenlemeye yani sırf halk arasında korku, kaygı, panik oluşturmak saikiyle yani bir özel amaçla, yine iç ve dış güvenliği, kamu düzenini, genel sağlığı tehdit edecek gerçek dışı bir bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli şekilde üç aşamaya bağlayarak ve dezenformasyonla ilgili "Bir şeyin dezenformasyon olduğuna kim karar verecek?" diye soruyorlardı, "Bir bilginin gerçek dışı olduğuna kim karar verecek?" diye soruyorlardı, "Buna da yargı karar verecek." dedik.

 
Kanun teklifine tepki gösteren bazı basın temsilcilerinin listesi ise şöyle:
  • Kemal Aktaş, Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı
  • Gökhan Durmuş, Türkiye Gazeteciler Derneği Genel Başkanı
  • Yusuf Kanlı, Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanvekili
  • Rıza Özel, Türkiye Foto muhabirleri Derneği Başkanı
  • Turgay Türker, Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı
  • Şeyma Paşayiğit, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı
  • Kenan Şener, Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri
  • Dilek Gappi, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı